26 Ocak 2011 Çarşamba

ait olmayan yükler..

Kendimize ait olmayan yüklerin altındayken bazen biranda bazende taşıdıgımız zamanla daha agır gelmeye basladıgında hissederiz acıyı.. yapmak istediklerimiz olur ya hani koşmak isteriz kimi zaman hızlı hızlıı, yada rüzgara bırakmak ısterız kendimizi yönumuzu o belırlesın dıye.. işte bunları tam yapmaya hazırken anlarız yapamayacagımızı.. o an hissederiz ki o yük bize bizi iç hayatımızdan uzaklastıran engeller koymuştur.. ne sırtından atabilirsin ne aklından.. Canımızı acıtmaya basladıgı her an bagırmak isteriz, çığlıklar atarız. her bir çıglıgımız düşüncelerimizi rahatlatır, düşüncenin rahatlıgı bedenimizi hafifletir.. artık yuk olarak nitelendirilen seyler  zamanla bedenin bir parçası halıne gelmeye baslar.. alısır gözlerimiz , bedenimiz , ruhumuz..

24 Ocak 2011 Pazartesi

ne farkı vardı onun?

Yogundu bugun ,havanın soguk olması onu daha da yormustu.. Sessizlik vardı üstünde adını veremedği sebebsiz bir sessizlik.. Evine gidip sıcacık uyuma isteğini geciriyordu düşüncelerinden.. birden gözü önünde yürüyen şalvarlı kadına sonra ise yanında yürüyen üstünde ne oldugu belirsiz, sacları ruzgardan tel tel olmuş, hohlayarak ellrını ısıtmaya calısan kız çocuguna takıldı.. Belliydi cok üşüyordu ama buna alıskın vucudu dayanıklı oldugunu yıne kanıtlar gıbı dimdikti.. Ne zaman ısınacaktı peki? Benim düşüncelerimden gecenler onunkilerdede varmıydı? Onun ne eksigi vardı , sıcacık evlerınde annelerıne sarılmıs sevgı dolu cocuklardan.. bu yasta neden bu kadar zorluklarla yasamaya çalıştırılıyor?  bu hayat onun secımımıydı? tabiki degildi.. peki o bi hayat secmek ısteseydı sızce nasıl bir hayat isterdi?  bu sorulara yanıt bulmaya calısırken birden evının kapısından dısarı cıkan sıcak hava dalgasıyla karsılastı ve  kapamak ıstedı gozlerını bu iki hayatı görmemek için fakat canı acımıstı bır kere.. Ne değiştirebilirdi ki tüm bunları..?

22 Ocak 2011 Cumartesi

'UCUBE' HEYKEL DİKİLİ'YE DİYOR BELEDİYE BAŞKANI OSMAN ÖZGÜVEN

 
DİKİLİ BELEDİYE BASIN BÜROSUNA KAMUOYUNA DUYURULMASI İÇİN
AÇIKLAMA YAPAN BELEDİYE BAŞKANI OSMAN ÖZGÜVEN;
"UCUBE HEYKELE SAHİP ÇIKTI"
ÖZGÜVEN “UCUBE HEYKELİ DİKİLİ’YE İSTİYORUZ”

Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, Kars'taki 'Barış ve İnsan Hakları Anıtı'na ‘ucube’ denmesine karşın sert açıklamalarda bulundu.

Özgüven; “Sanatın içine tüküren zihniyet şimdilerde ‘Barış ve Özgürlük anıtlarına ucube demeye başlamıştır. Bu nasıl ileri demokrasidir. Bunların demokrasiden, insan haklarından, barıştan bahsetmesi doğrumudur. Sanata ve sanatçıya katlanamayanlar, toplumsal barışı nasıl sağlayacaklar. Bu mantığı anlamıyorum ve şiddetle kınıyorum” dedi.

Anıtın taşınması durumunda Dikili’ye getirilmesini talep edeceklerini söyleyen Özgüven; “Dikili bilindiği gibi bir barış ve demokrasi şehridir. Adını yapmış olduğu barış festivalleriyle, Olof Palme barış anıtıyla duyurmuştur. Anıtın taşınması söz konusu olursa ‘Barış ve İnsan Hakları Anıtını’ sanatçının izniyle büyük bir onurla ilçemize alırız” dedi. Dikili Barış ve Demokrasi Şenliklerinde Sanatçı Mehmet Aksoy’u Dikili’ye davet etmek istediklerini belirten Özgüven sözlerini “Kars, Sarıkamış’ta ki ‘Barış ve İnsan Hakları Heykeli’ni büyük emeklerle yaratan Mehmet Aksoy’un sonuna kadar yanındayız” diye bitirdi.

Ayak sesleri..

Bi hüzün takıldı peşime.. Her sokakta arkamdan yürüyor sessiz sessiz kendini belli etmeden..Ama duyuyor gıbıyım ayak seslerini ara sıra.. arada bir dokunuyor varlıgını hissettırmek ıcın. dönüp ardıma bakmak zorunda bırakıyor beni..  yüzümde korkularla, kalbimde siyahlarla tekrar önüme dönüp yürüyorum.. Adım atmamı saglayan tek sey ise umut dolu düşüncelerim.. Öyle güçlüler ki ne durdurdular ne geriye cektiler adımlarımı.. hemde her seferınde dahada güçlü atarak ilerliyorlar..

İnsanın kendisini tüm yaşam koşullarına uyarlamaya zorlayan sey nedir?

  Hayatımızda kalıplasmıs ve sürekli farkında olmadığımız, yasamımızı devam ettirebilmemiz için gerekli olan seyler vardır.. bunlar günlük yasantımızda cok sıradan seyler olarak görünsede aslında onlar bizim olmazsa olmazlarımızdır..
  Örnek vermiş olursam sevgi, isyan , sempati,yıkıcılık,hırs,savunma vs vs bunun gibi daha bir çok şey.. hayatımızda doğuştan kazandıgımız seyler olmasalar bile degıstırılmesı ne cok kolay ne de cok zordur. İnsanın kişiliğinin bir parcası haline gelir ve yasadıgıız müddetce bizden kopamayacaktır..
  Zorunda oldugumuz bir diger sey ise kendimizi korumaktır.. Yasamak istıyorsak bunu yapmak zorundayız.. Açlık susuzluk gibi gibi.. bize doğustan gelen zorunluluklarımızdır bunlar.. bırakamayız yasamımızı surdurebilmemiz için şarttır..
  Bir diger yasamak zorunda oldugumuz sey ise 'ait olma'..  Yasadgımız müddetce kendimizin bişeylere ait olduğunu düşünürüz ve uygularız.. Bi şeylere aitizdir her nekadar ben kimseye hıcbıseye ait degilim desek bile..  düşünürsek insan yalnız kaldıgında hiç bir aitliği olmadıgında ya delirir ya da ölür.. çünkü kendi kendine konusmaya ,düşünmeye ,yasamaya calısmak onun aklının devamlı tekrar etmesıne neden olacaktır..

Bunun sonucunda demek istediğim şey insan doğumundan ölümüne kadar gecen sürede yapmak 'zorunda' oldugun seyler vardır.. Bi şeylerin zorundayız..